KÖŞE YAZISI
Türkiye'nin İhtiyacı Ne?

Selçuk TAŞDEMİR
TÜRKİYE'NİN
İHTİYACI NE?
Ekonomik dalgalanmaların yaşandığı son zamanlarda,
en büyük ihtiyacımız olan şeyleri göz ardı ediyoruz. İktidar ve muhalefet
arasındaki karşılıklı tartışmalar ve seçim sürecinden henüz kurtulamamış
olmamız dolayısıyla asıl gündeme bir türlü odaklanamıyoruz...
Geçtiğimiz günlerdeki yazımda da, birlikteliğe ve biz
duygusuna dikkat çekmiştim. Geçtiğimiz süreçte en büyük ihtiyacımız olan şeyler
tam olarak burada yatıyor, dolayısıyla bunu tekrar hatırlatmakda fayda var.
Ekonomik kıskançlığın dışında, siyasi söylemlerin de
değişmesi gerekmekte. Bütün parti ve sözcülerin hassas süreçlerdeki rolleri çok
önemlidir. Kendileri bu süreçlerdeki rollerinin önemini kamuoyuna yeterince
yansıtamazsa, kendileriyle birlikte partilerine de vatandaşlara da dolaylı
olarak zarar vermiş olurlar...
Ekonomi ve siyasilere değindikten sonra bizlere
neler düşüyor, biraz da bunu tartışalım! Medya, zaman zaman misyonunu yerine
getiremiyor. Bu da vatandaş nezdinde kalıcı hasarlara yol açabiliyor. Medya,
olayları kamuoyuna yansıtırken toplumsal hassasiyet ve beklentilere göre
hareket etmelidir, etmediği zaman ve yanlış enformasyonla vatandaşlar da yanlış
fısıltı gazetesine dönüşebiliyor...
Söylemlerden
uzaklaşalım!
Dolayısıyla Türkiye olarak bizler, söylemlerden öte
geçtiğimiz süreçlerdeki rollerimize odaklanmalıyız. Bize düşen asıl görev;
savaşlarda verdiğimiz başarı örnekleri gibi, toplumsal ve ekonomik krizlerden
güçlenerek çıkmamız gibi yepyeni bir şekilde diri olarak bu kötü kutuplaşma ve
süreçten sıyrılmaktır. Kısacası "BİZ" olmalıyız. Bunun şifresi de
birliktelik duygusunda yatıyor. Biz, ne zaman bu hassasiyetimizden uzaklaşırsak
bütün partileri de, bütün ideolojileri de, bütün farklılıkları da bu şekilde
dize getirmek daha kolay olur.
Neyi
kast ediyorum?
Partilerin içinde süreçlerden nemalanan bazı kişi ve
odakların olduğu gözler önünde aşikârken, öncelikle bunların ayıklanması
gerekmektedir. Bütün ideolojiler, anayasal çerçevede olduğu ölçüde farklılık ve
zenginliğimiz sayılmalıdır. Zira böyle yapmazsak, bu belirsiz ama etki
oluşturan kişilere malzeme vermiş oluruz...