KÖŞE YAZISI
Ülkemizin Beyni; Gençlerimiz!

Görkem BÜYÜKDAĞ
ÜLKEMİZİN BEYNİ; GENÇLERİMİZ!
Arz-ı kelâmıma acizane bir şiirimle; belki de bazı
sorunların çözümüne katkı sunabileceği kanaati ile başlamak istiyorum.
Âlem-i beşerin tahtı yıkılmak üzre
Günbegün yozlaşıyoruz göz göre göre
Sapkınlık had safhada ibadet zerre
Uyanmalı dalaletten iman etmeli
Kulluk edilirken "O" yaradana
Bir görev verilmiş tüm mahlûkata
Bunca nimetle dolu şu yalan dünyaya
Bir yudum şükretmeye kendin bilmeli
Doğuş varsa; ölüm nefsin mutlak sonucu
Nefeslenen her bir mahlûk sonsuza yolcu
Böyle tayin etmiş "O" yüce kurucu
Hakk'ı bile doğru yolda gitmeli
Besmele söylese dilim hep hece hece
Hazz-ı fevkinin ziyadesi Sır'at kadar ince
Kanaat zirvedir, zikrullah yüce
Bu hissî ebedi her can tatmalı
Kelime-i Şehadet'te aranan kanıt
Muhammed-ül Emin'dir en yüce yanıt
Tanışmadıysan şayet kendini tanıt
Ruhundan gafleti herkes atmalı...
Bütün insanlığın en önemli sermayesi, insandır.Devletler
bütün yatırımlarını insan üzerine yapmaktadır. İnsana yapılan sermaye zayi
olmaz. Bu sermaye, insanlara verilen hizmetlerle yine insana dönecektir.
Bu yazımda
gençliğin içtimaî ve ahlakî sorunlarına bir nebze olsun yaklaşmak ve kendi
kanaatimce çözümler sunmak istiyorum.
Günümüz gençliğinin temel problemleri demek, bir
bakıma topluma yönelik problemlerin tamamı demektir. Her türlü sosyal problemin
çözümünde ilk temel noktadan başlanır. O da, gençlerin durumunu, problemlerini
tespit etmek ve çözüm yolları göstermekten geçer. Toplumun varlığında sağlam
bir gelişme ancak, gençliğin her türlü problemleri çözüldüğü zaman gerçekleşir.
Bu problemleri toplumsal bakış açısıyla şu şekilde sıralayabiliriz:
Toplumdaki büyükler gençlere karşı vazifelerini
yapıyor mu?
Aile çocuğuna karşı vazifelerini yerine getiriyor
mu?
Öğretmen ve okul, misyonu istendiği ölçüde icra
ediyor mu?
Genç bireyin içinde yaşadığı çevre, onun maddî ve
manevî yönden yetişmesine uygun mu?
Devlet, gençlerine ne kadar sahip çıkıyor?
Gençliği yetiştirmede benimsenen ölçüler ve eğitim
düsturları, onların yetişebilmesi için hangi seviyede?
Bütün bu
sorular, bir ülkenin bugününü ve yarınını tayinde en önemli sorulardır. Bugün
bütün milletlerin gençleri problemlidir. Çağımızın en büyük özrü, kolektif ruhu
yitirmesidir. Bugün bunun en büyük sebebi; muhabbeti, birlikteliği, bağlılığı
ihmâl etmeleri sekülerizme yönelişleridir. Gençliği evrensel ahlâk
prensiplerinden koparmanın bedeli, uzun yıllar sürecek, sonunda birçok ailenin
yıkılmasına ocakların sönmesine neden olacaktır.
Gençliğin
ahlakî değerlerini yitirmesi ve yozlaşmaya yüz tutması hususunda bu soruların
cevapları aranmalı ve çözümler üretilmesi gerekmektedir.
Düne kadar mazisi temiz olan ülkemizde, bir anda ne
oldu da “ Suçlu Çocuklar, Suçlu Gençler “ üremeye ve yetişmeye başladı?
Temiz bir fıtrat üzere doğan bu çocukların kalbini
kimler kirletti?
Beyinlerini kimler kiraladı?
Neden yozlaşmaya ve asimile olmaya yüz tutan bir
gençlik oluşmaya başladı?
İngiliz
casusu Hempher gibi örnekler ve bu casusların bağlı bulundukları birliklerin
oluşturmuş olduğu düşünceler ve asırlık projeler neden gün yüzüne çıkarılmadı?
Bugün,
geçmişi ile bağları kopartılan, kalpleri boşaltılan, boşalan kalplerin yerine,
maddeci düşünce yerleştirilen insan modeli üretildi. Bir gencin kalbinde bir
Fatih de saklıdır, bir cani de. Fıtratları ve yürekleri tertemiz olarak
yaratılmış olan gençlerimizin yüreklerini karartmadan, beyinlerini kirletmeden,
onları istikbâle hazırlayalım. Özellikle batılı toplumlarda gençler arasında
yüksek oranda suça ve şiddete yönelik davranışlar, ilaç ve alkol kullanımı,
erken ve evlilik dışı gebelikler, intihar olayları görülmesi ve bu toplumlara
karşı gençlerimizin beslemiş olduğu yoğun özenti, kaygılarımızı artırmaktadır.
BU SEBEPLE;
VİCDANÎ MUHASEBELER VE AHLAKÎ MUHAKEMELERİN ETKİSİ
İLE YAPILACAK önerilerimi şöyle sıralayabilirim;
1. Gençlerimizin aklî özelliklerini nazar-ı itibara
alarak gerekli bilgilerle bezemek ve kafalarını yararlı şeylerle donatmak.
2. Gönül dünyalarını duygu ve sevgi ile yoğurarak
kulluk bilinci ile ahlakî erdemlere ulaştırmak.
3. Gençlerin güçlü bir irade ile nefislerine hâkim
kişilikler haline gelmelerini sağlayacak manevî eğitim sürecinden geçirmek.
4. Düzgün bir ibadet hayatını özendirmek ve bu tür
bir hayatın insanın kendisine ve diğer insanlara saygılı olmayı sağlayacak bir
altyapı oluşturduğunu anlatmak ve bunu fiilen göstermek.
5. Toplum değerleriyle çatışmadan kendine güvenen,
inandığı gibi yaşayan kişiliklere sahip olunmasını sağlamak.
6. Gençlerdeki model insan tutkusu ve onlarla
aynileşme duygusundan yola çıkarak onların dünyalarına uygun modeller sunmak.
Özellikle tarihî kahramanların hikâyeleriyle, eserleriyle ya da bunlar hakkında
yapılan belgesellerle fikri planda gençleri besleyip özendirmek. Bir de yaşayan
model insanlarla onları buluşturmak. Gerek akranları arasından, gerekse daha
büyüklerden model olabilecek insanlarla bir araya getirmek bu konuda en etkili
yoldur.
7. Gençlerin bu dönemde örnek alabilecekleri,
hayranlık, sevgi ve bağlılıklarını onlara yansıtabilecekleri modellere
ihtiyaçları vardır. Yakın çevrelerinde özdeşim kurabilecekleri rol modelleri ve
hayatlarını anlamlı kılacak değerler ve tatmin edici bir hayat felsefesi,
gençlerde olumlu bir kimlik gelişiminin temel şartlarıdır. Eğer gençler
yakınlarında, önlerinde örnek alabilecekleri olumlu modeller bulurlarsa, bu
onların üretici güçlerini harekete geçirecek, kendi toplumuna ve tüm insanlığa
yararlı hedeflere yönelmelerine yardımcı olacaktır.
SÜRÇ-İ LİSAN ETTİYSEK AFFOLA.